22 Temmuz 2011 Cuma

Nehir Hanımın Evlilik ile İlgili Düşünceleri...

Geçen akşam Nehir hanım ve bir kız arkadaşı odada oynamaktadır.Başına geleceklerden habersiz talihsiz baba da banyoya doğru ilerlemektedir.Kızının odasının önünden geçerker duyduğu cümle ufak çaplı bir kalp krizini tetikler.Cümle şudur; " Sen de tanımadığın biri ile evlenmek istemiyorsun di mi ? "  !!!!!!!!

Be hey sıpa, ulen 4buçuk yaşındasın.Evliliği falan bile geçtim bu cümleyi kuracak birikimi ne zaman elde ettin :)))

Bu kız beni öldürür söylemedi demeyin :))

Barışma Çabaları :)

Dün yazmam gerekiyordu aslında ama yoğun olduğum için bugün yazabiliyorum... Belkşi barışırız diye çikolatamla geldim ama sen her zamanki gibi kapının önünde arkadaşlarınla oynuyordun sana balkondan seslendim;

Ayşe Gül: Nehiiir...

Nehir:..... (sessizlik)

A: Nehiiiir bi bakar mısın teyzecim?

N: ..... (sessizlik)

A: Teyzecim bi bakar mısın?

N: Evet ne oldu söyle...

A: Sana bişe getirdim gelir misin yukarı, ben birazdan gideceğim de...

N: O zaman bırak öyle git.

A: Olmaz sana vermem lazım gel bi yukarı :)

N: (sessizlik ama yukarı çıkar) , evet hadi ver ne vereceksin?

A: Al bakalım sana ne aldım :)

N: ( Nehir çikolatayı aldığ gibi aşağı iner arkadaşlarıyla paylaşır)

:)

20 Temmuz 2011 Çarşamba

NEHİR'E...

2008 yılıydı ve Nehir Hanım'la tanışma şansına nail olmamıştım. Bana dayısı tarafından fotoğrafları yollanmıştı ilk tepkim Allahım bu çocuğun gözleri gerçek mi olmuştu :) ve sonrasında ilk telefon konuşmamızı hala unutmadım, "biliyo musunuz Pakizenin kızını köpek ısırdı" olmuştu :) aradan zaman geçti Nehi'i görme şansım oldu ve gerçekten de hayatımın anlamı oldu... İnanılmaz yetenekleri, zekası ve her geçen gün yeni yeni şeylerle beni hayretlere düşüren anlatılması imkansız bir tatlı cadı. Hele o dünyalar güzeli bakışıylşa "Ayşe Gül teyze" demesiyle alıp onu böyle yemek istiyorum. Gerçi hala sebebini bilmediğim neden yada nedenlerden dolayı bana küsmüş :( akşama uğrayıp haftalardır çekmecemde duran çikolatanı getireceğim bakalım barışabilecek miyiz :) normalde her zaman benimle gayet keyifli geçirdiğin zamanların olur ve Onur'la konuşmazsın ama nedendir hala bilmiyorum şimdi Onur'la aranız çok iyi benimle hiç konuşmuyor hatta su istediğinde benim verdiğim suyu dahi almıyorsun :)

16 Temmuz 2011 Cumartesi

Evlatla izlenecek filmler...

35 yaşındayım, binlerce film izledim, binlerce filmlik de bir arşivim var.Babamla gittiğimiz Beşiktaş Yumurcak ve Mıstık sinemalarını hiç unutmadım.Sinemaya bu kadar ilgi duymamda muhakkak o yılların büyük bir etkisi var.

Meleğimle de gittiğimiz ilk film " Alpha ve Omega " isimli bir animasyon idi.Evde de oturup birlikte izlediğimiz bir çok film mevcut.Fakat benim için iki film var ki yıllar geçp meleğim büyüdüğünde oturup onunla izlemek en büyük hayalim.

Birincisi :


I Am Sam



http://www.imdb.com/title/tt0277027/














Hatta Nehir ile bu filmi izlemeye başladık fakat uykusu geldiği ve azıcık sıkıldığı için devam etmedik :)

6 yaşında bir çocuğun zekasına sahip bir baba ile inanılmaz tatlı kızının hikayesi, zamanla kızın büyümesi ile söz konusu babanın ona bakmaya yeterli olamayacağını düşünen hükümet yetkilileri çocuğu babasından alıp sosyal hizmetlerin bir bakımevine yerleştirirler,Baba da kızını geri alabilmek için hukuk savaşına başlar.

Konu kabaca bu, fakat filmin hissettirdikleri konunun kat kat ötesinde.Sean Penn ve Dakota Fanning'in inanılmaz oyunculukları insanın ağzını açık bırakıyor resmen.Alttaki videoda da filmin en can alıcı sahnelerinden birini bulacaksınız.Mutlaka ama mutlaka izleyin bu filmi, mümkünse orjinal dilinde...




İkinci filmimiz ise dün gece4'e kadar uykusuz kalmamı sağlayan film :

The Pursuit of Happyness

http://www.imdb.com/title/tt0454921/


Şimdi anneler hiç kusura bakmasın ama bu filmin hissettirdiklerini, yaratacağı tahribatı, o babanın içinde gezinen her duyguyu an be an için parçalanarak hissetmeyi asla anlayamazlar.4 kere izlediğim film için dün gece saat 3'de hala ağlamamak için kendimi zor tutuyorsam inanın abartı değil bu.Üst üste gelen şanssızlıklar, sokakta yatmak zorunda kalmaları, terk edip giden anne, babanın kendini parçalarcasına verdiği mücadele ve final.Bilmiyorum belki benim için çok özel noktalara ulaşan bir film olduğu için bu kadar kıymetli ama aşağıdaki sahnede o babanın çaresizliği, korkusu içinizde bir gıdım duygu uyandırmıyorsa ben aşırı hassasım herhalde.



İşte bu iki film yaklaşık 10 yıl sonra, Allah kısmet ederse gül kokulu kızım ile oturup birlikte izlemek istediğim en önemli iki film.

Sitemizin takipçileri, yorumlarda sizle bizimle filmlerinizi paylaşın ne dersiniz ?



11 Temmuz 2011 Pazartesi

Veee Sürprizimizzzz...

Nehir Hanım'ın son klibi :))

Yarın !!!!!!!

Sitemizin sayın takipçileri;

Yarın yepyeni bir sürprizle geliyoruz, bizi takip  etmeye devam.

Çok bomba bişey geliyor çoook :))

4 Temmuz 2011 Pazartesi

Nehir Gürsoy'un ilk kişisel sergisi

Bu hafta vereceğimiz ilk sergi haberi; Kuratörlüğünü Nadide Eker Gürsoy'un yaptığı ve halen Gürsoy Art Gallery'de sürmekte olan bir resim sergisi.

Sanatçı Nehir Gürsoy bu sergisinde saten boyalı duvar üzerine elle serbest çalışma ile anne çıldırtma tekniğini kullanmış.Renk ve çizgilerdeki netlik eserlerini yaratırken terlik tehdidi altında kalmadığını gözler önüne seriyor.Hiçbir acele fırça darbesi ve kaçış izi yok :))

Sanat camiasının önde gelen isimlerinin sergi ile ilgili yorumları :

Bülent Ersoy : " Du bakiyim şöyle yavvvrummmm "

Hıncal Uluç : " Su testisi su yolunda, aahaa tamam vurmayın !!!! "

Behzat Ç. : " Bu ne la ? "

Barış Çıtak : " Bu çocuk kesin Talay'a çekmiş "

Nadide Eker Gürsoy : " Barış ağzını yırtarım "

Volkan Konak : Şiir okumaya başladı ve hala susturulamadı...



1 Temmuz 2011 Cuma

Haşarılık İmzamız Atıldı :)

Haşarı çocuğun şanındandır dizdeki yara izi :) Nehir hanım da dün " benim neyim eksik " diyerekten ilk imzayı atıvermiş iki dizine birden.Sokakta oynarken acımayan diz eve gelince pek bir acır oldu ama, çok nazlıyız.Ayağının altına yastık koymalar, masajlar sormayın gitsin.

He bu arada bir de evde saklambaç seansımız vardı, hadi Nehir neyse de diğer iki dananın ( Nadiş ve ben ) Evin içinde sobeaaaa diye bağıra çağıra koşturması pek bir şık oldu :))))