28 Haziran 2010 Pazartesi

Cevahir Krizi ...

Minik cadımızın cevahir krizi tuttu dün.Kızım para yok yapma etme diyoruz ama onun o minik, yalandan dolandan uzak dünyasında para pek de önemli birşey değil :) Hatta annesinin cüzdanındaki atlantis kartını bile kredi kartı sanıp " e var işte para gördüm cüzdanında " diyecek kadar da mini çakal :) Ekteki fotoğrafta Nehir hanımı annesini ikna etmeye çalışırken görüyorsunuz :)

bebem güzel bebem

idare edemem anne idare edemem diyen minik bir cadı var artık :))

benimle alışverişe cıkıp sepete ihtiyaçlarını atacak kadar büyüdü o cadı
ayakkabılarını giyip kapıda arkadaşım bekliyor anne gitmeliyim :)
cüzdanında gördüm anne atlatic kartı var ben caahire gitcem şimdi gitcem :))

ne anlatayım kii :)
anne gül anneee hep gül herkese gül
anneee kasların gene kim kızdırdı seni :))
gül anne gülmek çok güzel diye benimle kavga bile edşyor minik bebem :)

cumartesi günü benımle ofise geldi güzel kızım
çıkıstada aynen şöyle dedı

"hadi bana hedıye al ben senınle calıstım :)"

fırsat buldukca senı sana anlatacağım ...

18 Haziran 2010 Cuma

Nehir'den inciler ...

Nehir ve babası sahile inmektedir.Baba kız muhabbet ederken şöyle bir diyalog geçer aralarında :

N - Baba ben güzelim di miii
B - Evet güzelsin anası kılıklı nooldu ki ?
N - E madem güzelim niye bana cadı diyolarrr ...

Haspamın aklına takılmış kendisine niye cadı dendiği :)))

17 Haziran 2010 Perşembe

İstemiyoyuummm ...


01 Aralık 2006 tarihini herkes senin doğum günün zannediyor kızım.Hayır; aslında kimseler bilmiyor.O tarih benim yeniden doğuşum.Hep hayalini kurduğum çekirdek ailemin en önemli parçasının aramıza katıldığı gün.

Evimize geldiğimiz ilk gece annen ve anneannen aşırı yorgun olduklarından uyudular, şerife teyzen ve ben eninle ilgilenmeye çalıştık.O sırada seni bir hıçkırık tuttu varya inanamazsın :)

Günler geçtikçe beni hayata bağlayan şey senin o mis kokun oldu, akşam olsa da bir an önce evime gidip kızımı öpüp koklasam diye saatleri saymaya başladım.

Birinci ayın dolduğunda ise aşı günümüz geldi çattı.Ömrüm boyunca unutamayacağım bir gündür o;

Bir çocuğun annesi ile doğar doğmaz kurduğu bağ, baba ile hemen kurulmuyor doğal olarak.Zaman içinde gelişiyor.İşte seni aşıya götürdüğümüz o gün yüreğime öyle bir kazındın ki anlatamam.

Aşı sırası bize geldiğinde annen ve büyükannen dışarda bekledi, çünkü sana iğne yapılırken görmeye dayanamıyorlardı :) Ben bacağını hemşire hanımın istediği gibi tuttum ve iğne yapıldı, anında viyaklamaya başladın :) Seni kucağıma aldığımda kollarını boynuma dolayıp o minicik ellerinle sıkıca sarıldın babana, o minik kafanı boynuma sokup iç çeke çeke ağlayışını asla unutamam meleğim.İşte o andan sonra hayat benim için asla eskisi gibi olmadı, olamazdı.

Günler haftalara, haftalar aylara dönüştü.Gün geçtikçe gelişiyordun.Blogun diğer yazılarında annenin de belirttiği gibi tek kelimelerle başlayan konuşma serüvenin cümlelere, tek adımlarla başlayan yürüme serüvenin koşar adımlara dönüştü.Bu süreç içerisinde baban ise " annaaaa, laan anaaaa " gibi şaşırma nidalarından bol bol tüketti :) Mesela biberonunu kendin tutmaya başladığın ilk günkü şaşkınlığımı hala hatırlıyorum :) Gün gün geliştin, büyüdün, yeni yetenekler kazandın.

Bu süreç içerisinde de bizim hayatımızda çok şey değişti.Büyüyünce hepsini anlatacağım fıstığım sana.Annen ve baban sırt sırta yeni bir hayata adım attı, taze bir başlangıca yöneldi.Çok zorlanıldı, zorlanılıyor fakat sen büyüyüp bu cümleleri okurken o günler sadece anılarımızda hoş hatıralar olarak kalıp bize tebessüm ettirecek inşallah.

Gelişimin son derece sağlıklı sürerken biz de elimizden geldiğince sana sağlıklı bilgiler vermeye çalıştık.Ama her soruna verdiğimiz cevabın arkasından eklediğin " niye kiii " sorusu zorlamıyor değil hani :) Özellikle de şu son haftalarda " istemiyorum dedim sanaaaa " diyerek bize attığın tripler ve Hülya Koçyiğit edası ile odana koşarak kendini koltuğa atıp uyguladığın cadılıklar fazlasıyla komiğime gidiyor :)

Allah izin verirse önümüzde birlikte geçireceğimiz uzun ve güzel yıllar var aşkım.En büyük hevesim sana iyi bir eğitim imkanı sağlamak ve ülken için terinin son damlasına kadar çalışacak, gurur duyulacak bir birey gibi seni yetiştirmek.Birey kelimesine özellikle dikkatini çekiyorum çünkü sen toplumun geneline virüs gibi yayılan sorgulamadan herşeye evet diyip tek hayat amacı çantasının markası olan beyinsizlerden olmayacaksın aşkım inşallah.Seninle şimdiden gurur duyuyorum.Yere çöp atan adamlara kızmanla, okuma hevesinle, öğrenme hevesinle şimdiden yüzümü güldürüyorsun.

Seni herşeyden çok seviyorum canımın içi ...